29 Kasım 2013 Cuma

Bi hediye/ A gift

Canım arkadaşım Elton'dan çok değerli bi hediye aldım.
Kendi çizimi:


Bu değerli hediyeyi bana layık gördüğü için kendimi çok değerli hissediyorum. 
Teşekkürler kalbi güzel dostum!

******
This is a present from my lovely friend Elton, from Recife. It is his own drawing. 
I am so glad that he choose to give this precious present to me...
Thank you very much for your wonderful heart :')

28 Kasım 2013 Perşembe

Dikkat, Köpek Balığı Saldırabilir! / Attention, Sharks!

Evet, yanlış duymadınız. Burada köpek balıkları var!
İlk durağımız olan Fortaleza'dan sonra Recife kentine geldik. Recife'de ilk kaldığımız mahalle, Boa Viagem, deniz kenarında, kentin en zenginlerinin yaşadığı yer olmasıyla ve bir de köpek balığı saldırılarıyla bilinen bir yer. Arkadaşlarımızın söylediğine göre bu sene köpek balıkları 2 kişinin ölümüne sebep olmuş.
Özellikle deniz seviyesi yükseldiğinde denize açılmak ya da sörf yapmak kesinlikle yasak çünkü köpek balıkları sahile oldukça yakınlara kadar geliyorlarmış.
Tabiki her yerde uyarı levhaları yer alıyor:



*****
Yes, there are sharks here!
After Fortaleza, our first stop in Brasil, we came to another city called Recife. First place that we stayed here, Boa Viagem, is a famous neigbourhood  where all the rich people live and also famous with shark attacks. According to our friends this year 2 people died because of sharks!
Especially when the sea rises it is definitely not aloud to swim or surf there because sharks can come very close to the cost.
Of course there are warnings everywhere around the beach like the one you can see at the picture above.

26 Kasım 2013 Salı

Burada herkes Skol içiyor / Everybody is drinking Skol here

Bizde Efes neyse, Brezilya'da Skol o. Skol burada üretiliyor ve tadı Türkiye'dekinden çok farklı, (5 kat daha güzel hatta :)
Birayı içme şekilleri de oldukça ilginç:
İlk ve en önemli kural, bira buz gibi olacak yoksa hayatta içmiyorlar :)
İkincisi, şişeyi ağız kısmına yakın tutuyorlar ki elin sıcaklığıyla bira ısınmasın.
Üç, bira masaya birer birer söylenir ve ilk bira bitince hemen ikincisi gelir. İkinci bitince üçüncü...dur demezsen bira gelmeye devam eder.
Dört, ilk bira gelince (genelde 600 ml ya da 1 litrelik şişe), herkesin bardakları sırayla doldurulur. Bitiren sadece kendi bardağını değil, diğer bitirenlerinkini de doldurur.
Beş, bardaklar şerefe kaldırıldığında herkes katılır ve herkes ilk yudumu bardağını masaya koymadan önce alır. Şerefe demez ya da deyip de içmezsen ayıp olur :)
Altı, herkes aynı boy küçük cam bardaklarda birayı içer.
Yedi, bira hemen hemen her zaman bir plastik (bir çeşit termos görevi yapan) kaba konur masaya gelince. Biten şişe kabın dışına konur ve bu, yeni bir şişe bira istediğin anlamına gelir.
Sekiz, genelde masaya boş bir kasa verilir ve boş şişeler bu kasaya yerleştirilir. Gecenin sonunda boş şişeler sayılır ve toplam fiyat kişi sayısına bölünür. Sonuçta herkes eşit miktarda öder :)

****
Brazilians are drinking Skol beer all the time. They have very interesting beer drinking culture as well :)
The beer (serveja) MUST be ice-cold first of all.
They put the beer into the plastic cup so beer will stay cold.
They drink beer from small glass cups and everybody has the same.
When you poor the beer you poor it for everyone.
When you finish the beer you put the empty bottle outside of the cup and that means you want another one.
They will keep bringing beer for you until you say stop.
At the end you count the empty bottles and everybody share the cost!
I love drinking beer in Brasil :)

Daha fazla yiyecek / More Food :)

Brezilya'daki favorilerimden birini tanıtacağım size. İşte karşınızda ACAİ :)


Aslında Acai bir meyve. Bu resimde gördüğünüz de o meyveden yapılan bir tatlı. Fakat sıcak Brezilya havasında süper gidiyor çünkü buz parçalarıyla karıştırıp bir çeşit acai-shake şeklinde satıyorlar. Üzerine de dileğinize göre muz, krema, meyve parçaları vs. ekliyorlar. Köşe başlarında küçük seyyar arabalarda satılan acaiyi hemen her yerde bulabilirsiniz ve fiyatı da sadece 2,5-3,5 Real (2-3 TL civarı) :)
Bu arada tembellik edip google'da aratmak istemeyenler için acai:


******
This is one of my favourite things in Brasil; Acai.
Acai is actually a fruit but they make some sort of shake out of it with some ice and it is very good to eat in the hot weather. They serve it with some bananas, cream or with some fruit crumbles etc. And it's very very delicious :) 
You can find it almost everywhere and it is as cheap as like 1 Euro :)
(at the 2nd picture you can see the acai itself;)



I don't forget my friends who doesn't speak Turkish ;)

Well, I will try to post somethings in English as well for my lovely friends but you can always look at the pictures and use google translate haha :) Anyways, as long as I have enough time I will try to write in English guys ;)

 First of all I wanted to share this picture with you;


Most of you guys know that I don't like to wear any kind of accessories but somehow I am wearing these bracelets all the time. Because every one of them has a special meaning or a gift from one of you :) 
Also since I arrived in Brasil already 2 different people gave me bracelets as a gift as well. I am afraid if people keep giving me bracelets, at the end of my trip my both arms will be quite full :))
Brazilian people that I've met so far were all amazing, cool and have some artistic skills for some reason :) I've met some great artists; photographers, painters, musicians etc. I actually got really influenced by one the friends painting and I decided to get a tattoo of it :) So yes, very soon I am getting my second tattoo but I won't show you what it is till I actually get it  :)

So see you at the next entry guys, for now take care!


******
Bundan sonraki yazılarımda İngilizce de yazmaya çalışacağım, böylece Türkçe bilmeyen arkadaşlarım da okuyabilir yazdıklarımı :)
Yukarıdaki resimde kolumdaki bileklikleri görmektesiniz. Normalde takı takmayı hiç ama hiç sevmiyorum (alyansımı bile çoğu zaman takmıyorum :S ) Ama bu seyahate başlayalı bir sürü bilekliğim oldu ve de çıkarmaya kıyamıyorum. Her birinin ayrı bir anlamı var. Son iki tanesini de buradaki arkadaşlarım hediye ettiler. Seyahatin sonunda iki kolumun da sonuna kadar dolu olmasından korkuyorum açıkçası :)

25 Kasım 2013 Pazartesi

Binlerce entry bugün ;)

Brezilya bilardosundan bahsetmek istedim size.
Bildiğimiz bilardo masasından çok daha küçük bir masa. Toplam 9 bilardo topu var; 4 sarı, 4 kırmızı ve bir de siyah top. 2 kişi ile oynanıyor, hangi renk toplar sana aitse o renkteki topların hepsini deliklere önce sokan kazanıyor.
Eğer bir taraf hata yaparsa diğer taraf kendi toplarından birini deliğe sokuyor.
Kurallar çok basit ama yine de kazanması zor bir oyun, özellikle de Brezilyalılara karşı. Kız, erkek fark etmiyor, hepsi çok ama çok iyiler oyunda :)


******
This is the Brazilian style Pool game :) The table is much more smaller than the regular pool table and there is only 9 balls. The 2 players taking turns and trying to put their balls into the holes and whoever is the first person who puts all the balls first wins the game!
It's very easy game and but you need to have some 'balls' to play against Brazilians because they
are all very good at it ;)

Türk Usulü :)

Bu arada bazen benden Türk yemekleri yapmamı rica ediyor Brezilyalı arkadaşlarım. Tabiki kırmıyorum onları, bildiğim ve de yapabildiğim kadarıyla bir şeyler pişiriyorum. Mesela şöyle ki;


******
I'm cooking some Turkish food for my friends here sometimes. And in the picture you can see 'dolma' that I cooked and they all loved it ;)

Melaba Dünyalı

Hırvatistan'dayken insanlar beni Hırvat sanıyorlardı. Sırbistan'da Sırp, İtalya'da İtalyan, Hindistan'da Hint... Bazen onlardan benim nereli olduğumu tahmin etmelerini isteyince de Yunan ya da İran diyorlar genelde.. Brezilya'ya geldim, tahmin edin nereliyim sanıyorlar?
Brezilyalı... 
Habire birileri gelip Portekizce konuşmaya başlıyor benimle. Yüzümdeki abuk ifadeyi fark edince de, Brezilyalı değil misin yoksa? diye soruyorlar. Sonra Arjantinli misin diye soruyorlar ardından...
Kabul etmeliyim ki Brezilya, onlarca farklı insan tipinin bulunduğu, onlarca farklı coğrafyadan göç etmiş insanların yaşadığı koca bir ülke ve dolayısıyla beni buralı zannetmeleri oldukça normal. Ama yine de garip ve de çoğu zaman komik bir durum benim için :)
Komşumuz Bulgaristan'da tuhaf bişi gelmişti başıma. Yaşlıca bir kadın benimle sohbet etmeye başladı otobüste. Yaşına rağmen ingilizcesi de fena değildi. Konuşmanın sonuna doğru nereli olduğumu sordu, söyledim. Şaşırdı kaldı.. İnanmadı bana. Şaşkın bir ifadeyle gülümsemeye çalışırken neden bana inanmadığını merak ediyordum. Sonra sordu, senin burkan nerede? diye...
Hay dedim...
neyse.

Bom Dia!
Bu meyvenin adi Kaju. Evet, bildiğimiz kaju çerezi bu meyvenin yeşil kısmında saklı :) ama aslında meyvenin gövdesi de yenebiliyor. Ben sevdim, ama sevmeyen de çok. Çünkü ağızda mayhoş bir tat ve his bırakıyor. Oldukça sulu bir meyve. Burada insanlar bayılıyorlar hem meyvesine, hem de meyve suyuna :)

24 Kasım 2013 Pazar

Brezilya'ya ayak basalı 18 gün oldu ve ben her gün kendi kendime, bugün bloga kesin yazacağım, bugün söz, deyip durdum.
Sonunda çok kasmamaya ve bir yerden başlamaya karar verdim çünkü her geçen günle birlikte birikiyor anlatılacaklar..
Çok afili sözler kuramayacağım, yazma kabiliyetim pek yok çünkü. Resimlerle, anlarla ve de hikayelerle biraz 'buraları' anlatmaya çalışacağım. Anlatacağım değil de aktaracağım desem daha doğru olur sanırım çünkü ben de hala keşfetmeye devam etmekteyim ;)

*****
Bilenleriniz bilir efenim, ben ve Daniel otostopla seyahat ediyoruz ve de CouchSurfing web sitesinin aktif birer üyesi olarak da gittiğimiz yerlerde buradan iletişime geçtiğimiz kişilerin yanında kalıyoruz. Genelde de oranın yerlisi insanlarla kalmayı tercih ediyoruz.
Bu resimdekiler, ilk durağımız olan Fortaleza'da yanında ilk kaldığımız, bizi inanılmaz iyi ağırlayan, süper cool Brezilyalı aile ve biz:


Siyah T-shirtlü, kameraya bakan öndeki kişi Ramon, şimdi benim için çok değerli bir dost. Sanırım ne yapsam hakkını ödeyemem.. Ailesinin de aynı şekilde..

*****
Peki, Fortaleza'da yaptığımız şeylerden ilki neydi, diye merak eden varsa hemen söyleyeyim: Futbol maçını izlemeye gitmek (tahmin etmek hiç zor olmamıştır eminim:)


Ve evet, renkler Beşiktaş ile aynı:) Ceara takımı (Fortaleza'nın başkenti olduğu Ceara eyaletinin resmi futbol takımı), aslında 2. ligde, fakat 1. lige çıkabilmek için çaba gösteriyor. İnanılmaz çekişmeli bir süreç yaşıyorlar, ben bile heyecanlandım yani :)

O günkü maçın sonucu mu? Tabiki Ceara galip geldi:


*****
Yemeklerden bahsedeyim biraz da ve sonra da bitireyim. Daha yazmak istiyorum ama sivrisinek saldırısına uğramış durumdayım şu an fena bir şekilde :/

Neyse, şöyle bir şey yedim, aman tanrım:


Ramon'un annesi ve onun erkek arkadaşı yaptılar bizim için (yemeğin adını bilmiyorum malesef). Resmen parmaklarımı yedim. Açık sarı renkli olan şey bir çeşit patates, ama daha yoğun, yumuşak ve de daha tatlı patatesten (yani daha güzel:), kırmızı et ise özel bir usulle yapılan bir et. Eskiden insanların buzdolapları yokken etleri çatılarında, güneşin altında bırakırlarmış. Et bozulmasın ve başka hayvanlar yemesin diye de kilolarca tuzla tuzlarlarmış eti. Hala bu usul kullanılıyor, çünkü etin lezzeti bir başka oluyor :)

Bir diğer gün koca bir tencere balık çorbası/yahnisi yaptılar. Balığı sabah erkenden gidip halden aldılar taze taze, deniz ürünleri ve özellikle de yengeci meşhur zaten Fortaleza'nın.
Normalde pek sevmem böyle şeyleri ama iyi ki denemişim, afiyetle yedim çünkü :)


Son resim ise benim asıl favorim. Portekizce ismini unuttum ama 'içinde saklı' gibi bir anlamı var yemeğin isminin. Yine aynı tatlı patates ve aynı tarz et kullanılıyor burada da ama et, pürenin altında saklı :)



Eveeet, şimdilik yazmaya son vereceğim ama tabii ki daha yazacak zirilyon şey var. Daha köpek balıklarından, silahlı soygundan ve Brezilya'da ilk otostop maceramızdan bahsetmedim bile.

O zaman,
Até logo!